Yenenler zafer konuşur
Yenilenler adalet
Umutlular intikam
Umutsuzlar ahret
Yaşamak da bir sanrı
Çekip gidersin nihayet
Düşünme gerisini
Kalanlaradır vekâlet
S. Uyuşan
Aklım İsyanda
27 Haziran 2010 tarihinden bugüne yaklaşık 3 yıl geçmiş. Üç yıl içinde 64 makale yazmışım. Kimin işine yaradı, kime ne fayda sağladı bilemem ama, bildiğim tek şey ülkemizde yüreği ve beyinleri aydın olanlar yazdıkça ya da bazı duyarlılıkları paylaştıkça işlerin tam tersi gitmesi.
İlk makalem “Sizler de nükleercileştiremediklerimizden misiniz?” 2010 yılında yayımlanmış. Sonra “yine ve yenidennükleer” demişim ve daha sonra da “cari açık ve nükleer santral” vurgusunu yapmışım. Ancak şu anda 1 değil, 2 değil, 3 nükleer santral kurulması gündemde.
HES’ler üzerine on makale yazarak olumlu ve özellikle olumsuz etkileri üzerinde durmuşum. Şu anda 2000’e yakın HES projesi ile ülkemiz HES çiftliğine dönmüş.
Kuzey Marmara Otoyolu(KMO) ve üçüncü köprü üzerine 5 makale yazmışım. KMO ve Üçüncü Köprünün ihalesi yakın zamanda tamamlanarak işe başlanmış. Hava limanı projesiyle birlikte İstanbul’un kuzeyi işgale açılmış.
Biyolojik çeşitlilik konusunda altı makale yazarak ülkemizin zenginliğine değinmiş ve TBMM’nde görüşülmeyi bekleyen “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koru-MA” yasasının çelişkili yapısını eleştirmişim. Ancak, her geçen gün biyolojik çeşitliliğimiz darbe almış.
Üstelik… “petrol yasası, maden yasası, turizm yasası ve ufukta görünen birçok yasa” ile doğal varlıkların üzerindeki baskı daha da artmış.
Öğrenilmiş çaresizlik üzerine yazdığım 8 makale sonucunda ise “yurdum insanı” daha çaresiz, daha umutsuz ve daha mutsuz.
Ne dersiniz? Yazmasak daha mı iyi olur acaba???
Ya da düz yazı yerine şiirle mi anlatsak derdimizi…
Aklım isyanda
Şimdi ülkemin dağları ormanları tarumar
Altın avcıları üstünde kol gezer
Vadilerinde
Dere bezirgânları at koşturur
Suyun çığlığı isyan
Ovalar zehirlendi
Ağu kusar ömrümüz
Çiçekler ağaçlar böcekler direnişte
Kuşlar feryada durdu
Şafağı örten dağlarına
Bahar gelmeyecek mi yurdumun
Toprağın çığlığı isyan
Günü kanatan bir hançer
Kentin bağrına saplandı
Talan egemen düzene
Bir hüzündür yayılır göğe
Aklımın çığlığı isyan
Felsefeci-Şair Ahmet Yaşar Tezulaş’ın 2012 yılında Aydili Sanat Yayınları’ndan çıkan “Batık Düşler Ülkesi” adlı kitabından…
Ormanız Biz
Yaşayıp gidiyoruz bir arada
Meşe, çam, köknar, kayın…
Bırakın kirli kentlerinizi,
Biraz da aramızda yaşayın!
Varsın derinde olsun köklerimiz
Yükselmek için yarış bizde.
Görülmüş mü ağacın ağaca kıydığı,
Sevgiyle yaşamak barış bizde!
Mutluyuz birlikte yaşamaktan
Meşe, çam, köknar, kayın…
Sarılın toprağınıza bir çınar gibi
Bize de kendinize de kıymayın.
Ne demiş en büyük ozanımız
Neden kulak vermiyorsunuz sesine
Bir ağaç gibi hür yaşayın dememiş mi,
Ve bir orman gibi kardeşçesine?
Rıfat Ilgaz’ın “Kulağımız Kirişte” adlı şiir kitabından…
Üzgün yürüyüşler ….
Sizler Türkiye’nin güzelliğine
Tavırlarınızla renk kattınız
Tarih tekrarlayıp duracak yine
Ama siz zamanı daralttınız
Kaçışıp duruyor insanlar
Düzenin düzeltmenlerinden
Ortalık korku çığlık, toz duman
Ah, aralarında siz de varsınız
Sanki bir plastik borudur vatan
Kimi tutar uzatır kimi birine vurur
Kimi, bir bariyer sayar yol keser
Kimi aldı, vurdu, kesti diye kudurur
Serilip kalmış bir koca ülke
Asıl sahibi kim nerede durur
Ey çobanlar, sürüler, kurtlar kuşlar ey
Vatan diye bildiğimiz yer budur
Onarmak gerekiyor yoksulluğun
Zoruyla açılmış gedikleri
Ama birbirimizi kırarak değil
Anlayışla hep beraber, ileri….
Şair Salâhattin Uyuşan’ın 2007 yılında Punto yayıncılık tarafından basılan “Ekin Yatağında Uyandı” adlı şiir kitabından…