Sevgili,
Evrensel Yaşam Enerjisi, Reiki'nin bugüne düşen 3. kuralı: "Bugün, özellikle bugün var olan tüm canlılara iyi davran" ı incelerken "Var olan bütün canlılar" acaba neleri kapsamakta diye düşünmeye başladım.
Aklıma hemen hamamböceği adıyla nam salan karaböcüklerle yıllarca süren iletişim çabam geldi. 41 yıllık hayat deneyimlerimi Farkındalık Öncesi- (FÖ)- ve Farkındalık Sonrası- ( FS) diye iki bölümde düşünecek olursak önce FÖ- Farkındalık Öncesi'ne bir bakmak lazım derim.
Şimdi FÖ. Zamanımın ilk döneminde hamamböcekleri korkulu rüyamdı. Onlar beni, ben onları gördüğümde hemen donup kalırdık. Sanırım ikimizde birbirimizden korkar, karşılıklı titreşerek bir etkileşim içine girerdik. Ben onlara bakamazdım bile ama yaşasın, birileri benim için onları her zaman öldürebilirdi. Her evden de böylesi bir cani çıkardı zaten.
Sonra FÖ’ nün ikinci bölümünde onlara karşı evde beni koruyacak bir cani kalmadığı için kendi korumamı kendim üstlenmek zorunda kaldım. Ya hızlı olan odayı terk ediyordu, ya da güçlü olan bir diğerini öldürüyordu. Boy ve pos olarak ondan iri olsam da, sonuçta olduğum yerde dona kaldığım için o minnacık hamam böcüğü her zaman galip geliyor, beni korkudan bin kere öldürüyordu...
FÖ’ nün üçüncü aşamasında ise, ondan daha büyük olduğuma güvenip, cesaretimi kuşandım ve ben onu öldürmeye başladım. Canilik bulaşıcıydı sanırım. Havasına girmiş insafsız bir cani olmuştum işte! Her akşam eve geldiğimde bir hamam böceği beni kapıda karşılıyordu ve ben de onu öldürmeden eve girmiyordum. Bu konuda korkum o boyuttaydı ki, eğer ben onu öldürmezsem gece kolonisini toplayarak gelecek ve her yerden çıkacaktı. Sonra fark ettim ki bu her gün oluyordu, aman tanrım kâbus gibiydi!
Sonra Farkındalık dönemine girdim. İşte o zaman öldürmek veya korkmak arasında kalıp, büyük bir ikilem yaşadım.
... Yalnız yaşıyordum ve illa bunun bir çaresini bulmalıydım. Önce öldürmeye devam ettim...
Ve bir gün banyoda kapkara bir hamam böceği ters dönmüş debelenmekteydi. "Hah!" dedim, "Tamam, güçsüzsün işte!, son duanı yap!". Tam kafasına bir şey indirecektim ki, dondum, öylece kalakaldım. Sonra bir müdddet düşündüm. Artık bu yaşamdaki canilik deneyimime bir son vermeli, ruhumun sesini dinlemeliydim. Benim ona bir zararım olmazsa, onun bana ne zararı olabilirdi ki? Ya o da, benden benim ondan korktuğum kadar korkuyorsa?, Aslında bu evin arsası onun atalarına aitse, biz insanoğlu cebren ve hile ile arazisine konduysak... Vb. evlere şenlik düşünceler içerisinde bir süre debelendikten sonra karar verdim: O benim ev arkadaşım olabilirdi. Öyle değil mi? Kocaman ev neyi paylaşamıyorduk ki?
Ve de öyleydi. Bundan sonra o benim aynı evi paylaştığım sevgili ev arkadaşım Ali'ydi. O gün iki kız arkadaşım daha beni ziyarete geldi. Banyoya her giren, bağırmaya başlıyor: "Süpürge, süpürgeeee, kapkara bir hamam böceği var!", ben de "heyyy! Durun... O benim ev arkadaşım Ali, Aman zarar vermeyin... Lütfen" diyordum. Sonra onlar da Ali'ye alıştılar ve bana "Ali susamış", "Ali'nin karnı acıkmış" gibi iletiler getirdiler.
İşte sevgili, ben o gündür, bugündür var olan canlılara iyi davranmaya çalışıyorum, bitki dünyasında da bu örnek gibi önce öldürdüğüm sonra anlayışımın geliştiği ve halime güldüğüm deneyimlerim oldu ama "Ya insanlar dünyasında..." diye soracak olursan; çalışmalarım halen sürüyor...
Bugünlükte bu kadar deyip, Reiki; Evrensel Yaşam Enerjisinin 3. kuralına uymanı;"Bugün, özellikle bugün var olan tüm canlılara iyi davran" manı diliyorum. Hayat sana AYNA görevi yapıp, her ne ilişkiler sunuyor olsa da iyi davran olur mu? Özellikle de kendine.
Sevgiyle kal,